Thursday, April 23, 2099

This blog was built in Memory of Dr. Yomtov Garti to share documents, messages, memories and thoughts.
A glimpse into time as a tribute to a great man...
"Horas non numero nisi serenas"

Monday, July 19, 2021

 60'li yillarda Galatasaray Lisesi pikniginde



Sunday, July 4, 2021

Yomtov Garti was the third mathematician to obtain the title of Ph.D. in Turkey. Finalized in 1939, under the supervision of the famous mathematician Prof. Dr. Richard von Mises, the thesis' results were published in Revue Mathématique de l’Union Interbalkanique in 1940.  Garti's work is a generalization of the initial distributions of von Mises to n dimensions. 

After more than 80 years Dr. Yomtov Garti's thesis is now published in a book.




https://www.amazon.com/PROBABILITE-FONCTIONS-STATISTIQUES-collectifs-dimensions/dp/B096LPSQR2/ref=sr_1_3?dchild=1&keywords=garti&qid=1625380355&sr=8-3




Saturday, February 13, 2021

Friday, January 22, 2021

 

Mes chers amis,

Depuis le jour où j'ai commencé à faire partie du Collège Saint-Joseph, soit d'abord comme élève, soit plus tard comme enseignant, plusieurs générations se sont succédées. Chaque promotion laisse son empreinte souvent dûe aux élèves "super" qui ont obtenu des succès spectaculaires, ou ceux qui se sont trouvés à l'autre extrême, ou enfin à ceux qui étaient de force moyenne.

Dans cette suite d'années qui ont passé bien vite, j'ai eu l'occasion d'être le professeur du père, et aussi, plus tard, du fils. Et leurs souvenirs s'amalgament, souvent semblables: suer pendant trois heures devant les "beaux" et "durs" problèmes de Math, passer un bon moment à recopier des notes en raison de la "disparition" d'un cahier, d'une distraction ou d'une absence, enfin arriver à un état de quasi "saturation" après quelques heures de leçons suivies de Math.

Cependant, malgré ces désagréments, il reste tout de même quelque chose d'agréable dont on se rappelle avec plaisir: le bon souvenir de la vie au Collège, souvenir, on peut le dire, permanent et ineffaçable.

Maintenant que je quitte le Collège, je dois l'avouer, non sans émotion, je peux dire que, si j'ai pu faire sentir à nos chers élèves un peu de cet amour des mathématiques dont je suis empreigné, cette admiration pour les merveilles du raisonnement et les découvertes géniales de l'esprit humain, cet atachement à cette belle science, je me considérai heureux et réconforté.

Je souhaite aux élèves de cette promotion et à ceux qui vont suivre beaucoup de succès, en espérant qu'ils feront honneur au Collège Saint-Joseph.

Yomtov GARTİ

"Palmarès 1980"

Saturday, September 6, 2014

Paris'den Galatasay anilari

1955 'te Ilkokulu Ortakoy'de bitirip yukariya Beyogluna gelince Ali Hoca ile  Selami Akal hoca  ile  yeniden bulmus olduk.
Ali Ortac saniyorum ayni yil bizimle Beyoglu'na Mudur yardimcisi oldu ve bizim yillarca  ve buyuk sabirla kahrimizi cekti.
O yilllar hakikaten onemli hocalarimiz vardi, Esat Mahmut Karakurt, Baro Baskani Muaffak Benderli Hoca, Biolojist Hikmet Bey,
Thomson, Balleret, yakiskili Kerveillant, cok guzel ve zarif giyinen  Madame Gavard ve digerleri.
Ama tipki ilkoluldaki gibi bir de  efsanelesmis bir hocamiz vardi o da : Mr Yomtof Garti idi . Orta boylu, tipik buyuk musevi burunlu, kalin gozluklu,daima gri serge pantalon ve gri ceket giyen, sakin, insancil, efendi, bilgin bir hoca.
Onun Matamatik ve Geometri derslerinde herkes rahat ederdi. Cok anlayisli idi, derse calismissan bile "Hocam cok basim
agriyordu bu derse calismadim, ozur dilerim " demek sifir almamaya yetiyordu. Dersi cok iyi anlatir, sinifin matematige merakli
olan  arkadasla tartisirdi. Hepimiz onun butun derslerinde cok rahattik.

Iki  anim :

Birincisi 1963 nisan ayi, 10 ncu sinifta ikinci yilim, isin sakasi yok gecemezsem belge alacagim, ama derslerle hala ilgim yok.
Hoca hem cebere hem geometriye geliyor. Gemoetriden bir yazili da 4 aldim karneye dort geldi, o zamanlar iki karne aliyoruz,
Ikinci devre hic notum yok , yazili yapiyor. Iki teorem sorusu var bir de problem. Imtihan yeri buyuk anfi.
Ben 10 dayim, bizim Dogan Feray 11 de, Dogan Feray'a   "Dogan anfide hoca  geometri imtihani yapacak , imtihaninda benim icin  anfinin altina girip bana kopye verirmsin dedim" .Bana " nasil olacak" dedi," cok kolay dorduncu siranin ortasinda buyuk budak deligi var oradan ben sana soruyu kagida yazip atacagim sende yazip bana  vereceksin "dedim. Anlastik.Dogan hem
beni cok sever hem de ona muzip geldi.Iki mum, bir el lambasi, geometri kitabi, bos defter sahifesi ile esofman giyerek imtihan oncesi teneffuste Dogan anfinin altina girdi.Ben deligin oldugu yere oturdum, hoca tahtaya sorulari yazmaya biraz gecikince bizim sabirsiz kaleminle  tak tak vurmaya baslamaz mi? sinfta cit yok, sinfta   tahta duvara civi vurur gibi kiyamet ses geliyor.
Ne yapacagim sasirdim, bende yere ayagimla vurmaya basladim . Sanki heyecanlanmis gibi. Hoca durumu anladi yanima geldi, delige soyle bir bakti sonra bana " Mosyo burasi pek iyi yer degil, baska yere oturun" dedi. Baska hoca olsa kiyamet kopar, ben sifir alirim, Dogan'da dogru disiplin kurulunu boylar. Ne var ki ben tedbirliyim, cift beyaz sahilerin arkasinda kursun kalemle teoremler yazili, cepteki fihristen kagidin hangi cepte oldugunu buldum, biraz sonra yazmaya basladim. Hoca gene yanima geldi, " Mosyo o kagidi bana verirmsin ded"i, verdim, arkasina bakti teorem yazili, birsey demedi, kagidi aldi sessizce uzaklasti.  Bu imtihan benim icin cok  onemli oldugundan bir de "palamut" larim var. Kucuk yaklasik bes santime bes santim boyunda palamut adi verilen kagitlara kursun kalemle ve  kucucuk harflerle onlu arkali teorimi yazarsn,, cepte bir fihrist, ornegin sol cep uc no ise  o  sol cetpen ucuncu palamudu  cikarip teoremi kagidina gecirirsin.
 Hoca biraz sonra bu defa biraz da  saskin bir bakisla yine yanima geldi,saskin ama sakin bir sekilde " Mosyo, kagidinizin altinda ne var" dedi, Hocam " kopye var " dedim, palamudu mecburen hocaya teslim ettim  ve musaadenizle ben artik  disari cikayim, yazacak birsey kalmadi "dedim.ve sessizce ciktim.

Su hocadaki efendilige ve toleransa bakarmisiniz? hangi hoca bu kadar sabirli olur.


Ikincisi 1963 mayis ayii. Notlar artik  not burosuna veriliyor,  hem geometriden hem cebirden kaliyorum.
Hocayi koridorda yakaladim," Hocam lutfen benim yuzume bakarmisiniz" dedim,   bana bakarak  "Baktim, senin yuzunde ne var" dedi. "Hocam benden mimar veya  muhendis cikar mi dedim " derhal  "Cikmaz " dedi. " Hocam bende biliyorum cikmiyacagini o yuzden lutfen iki derse birden geliyorsunuz,  mumkunse barem birinden gecirin ,ikinci yilim "dedim."Peki, duseneyim"diyince " Sayin hocam, madem  ki dusuneceksiniz cebirden gecirin geometriden hicbirsey anlamiyorum bir tek 8 de Thalesle Pytagoru ogrenmistim onuda coktan unuttum zaten o da 8 nci sinifta idi   "dedim. Dusunecek sozu uzerine yanindan
saygi ile ayrildim.

Netice de hoca beni geometriden gecirdi, ama ne yazik ki o yil belge almami onliyemedi. Iste bu da hocanin yine insanligi
ve efendiligi.

Cok uzun yillar sonra Istanbul'da bir pilavda karsilastik, bana "Ahmet ne yapiyorsun"diye sordu.Bir sure konustuk, bir ara
 "Beni Londra'daki Galatasaraylilar  iki yil once pilava davet ettiler, siz Paris'te pilav yapiyormusunuz dedI;"Yapiyoruz hocam
sizi esinzle davet edelim"dedim, bana "cok menun olurum"dedi. Hocamiz ilk defa benden birsey rica ediyordu.
 Aradan aylar gecti, bir gece,( bana gore bilincalti veya empatie ile ) gece ruyama girdi, kendisine verdigim sozu hatirladim. Sabah kalktim bir de baktim ki aradan bir yil gecmis 20 gun sonra pilav var.Hemen bizim Talat Sogutlu'yu aradim, "Talat hocaya soz vermistim, biliyorum sen zaman zaman gorusuyorsun, lutfen benim icin iki ucak  bileti al, gelecekleri tarihi bildir pilavdan onca veya sonra birkac gunde Pariste bizde otelde kalsinlar ben ilginecegim" dedim.
Hocamiz esinle geldi, en son 1950 de gelmistim, esim ilk defa geliyor dedi, cok mutlu idi. Gelir gelmez bana  benimde cok sevdigim  Nesim'i " bizim Nesim Fintz nasil diye  "  sordu. Birlikte her gun gezdik,Versaille'a gittik. esimle ve   o zamanar hukuk birde olan kizimla Yaseminle tanisti. Hocaya karsi minnet borcumu boylece azicik ta odemis oldum. Inan Kirac Agabey ile
ilk tanistigimiz yillardi , bana bir gun " vefali olmak cok guzel sey"demisti Ben de ona "Evet agabey biliyorum" demistim.

Birkac yil sonra telefonda gorustuk, bana "Ahmet Yasemin hukuk  birde idi, okulu bitirdi simdi calismaya basladi mi" diye sormaz mi?

80 kusur yaslarina kadar sayisiz ogrenci yetistirmis  bu iyi kalpli, yetenekli , cok iyi inasan hocamizi da kaybettik, Bioloji doktoru olan kizlari zaman zaman Parise gelince bizim otelde kaliyorlar. Hocayi aniyoruz.

Vakti ile , futbolcu ve antrenor   Coskun Ozari agabey  bir imihan arifesi " Hocam imtihan sousunu bana verirmsiniz" diyince ,o iki soru soracagim biri electrique oteki optique ona gore calis  (kitabin yarisi optique yarisi electrique)  demesi ile  hocamiz hakkindaki anilarimi  bitiriyorum. Huzur icinde yatsin bizlere  hem iyiligi hem emegi cok gecti.

Sevgi ile
 233 Ahmet Abut