28 Subat 2011 Serdar Devrim Hurriyet'te soyle yaziyor:
" Onu (rahmetli, inançlı bir insandı; onun inandığı gibi söyleyelim) son yolculuğunauğurladık. Yolu açık olsun!
Günahlar sevaplar tartılırken, madem ki Âlimlerin mürekkebi şehitlerin kanından ağır basacak, Cennet’in kapıları bir kez daha açılmış olmalı.
Ebedi Doğu, Yomtov Garti’yi kucaklamış olmalı.
96 yıllık yaşlı ve yorgun bedeni salı günü iflas etti.
Oysa beyni daha 18 yaşında gibiydi.
Daha iki gün önce, yatağında doğrulabildiği anda, etrafındaki hemşirelere yine gülücükler gönderiyor, gözlerinde o muzip pırıltı, başparmağını sallayarak onlara matematik dersi veriyordu.
*
........Hocaların hocası Yomtov Garti eğitim camiasında birefsane idi. Galatasaray Liseliler, Saint-Joseph’liler, Dame de Sion’lular, Musevi Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi mezunları, nesillerdir onun hikayeleriyle büyüdüler.
İnanmayacaksınız ama, 92 yaşına kadar kürsüde ders verdi.
“Bilgi, paylaşıldıkça çoğalır” diyen ve bu dediğini uygulayan eden nadir insanlardandı.
Çok genç yaşta matematik doktoru olmuş, doktora tezi matematik tarihine “Garti Teoremi” olarak geçmişti.
Matematik, geometri ve fizik âlimliğinin yanı sıra, gerçek bir entelektüel, bir filozof, öğrenmeye (ve öğretmeye) doymayan bir insandı.
İyi bir eş, iyi bir baba, gerçek bir dost; hoşgörülü, âdil, paylaşmayı ve hayır yapmayı seven... hasılı mükemmel bir insandı.
Nûr içinde yatsın!
*
Yomtov Garti’yi bilen bilir.
Marifet iltifata tabi ise, Garti yaşarken hak ettiği itibarı, sevgiyi, saygıyı gördü.
Benim tarifime, benim övgüme ihtiyaç yok.
Ama diyeceğim şu ki...
Araplar “Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir” derler.
Bu sadece şairane bir vecizeden ibaret değil.
Düşünen ve araştıran üstün bir beyinle birlikte, yılların bilgi ve tecrübe birikimi, kağıda dökülmemiş ve dökülemeyecek ne varsa yok olup gider.
Bir Einstein’ın, bir Pascal’in, bir Spinoza’nın, bir Goethe’nin, bir Euler’in... aklıma ilk gelenleri saydım, ölümü “âlemin ölümü” gibi değil midir?
Bir 10’ar sene daha yaşasalardı eğer, bugün nerede olurduk acaba?
Yahut beyinlerindekini “kurtarmak” mümkün olsaydı eğer...
Bilim beyni tanımaya; hisleri, düşünceleri “okumaya” çalışıyor yıllardır.
Belki gün gelir... âlimle birlikte âlemin ölmesi engellenir!"
Yazinin tumu icin link
http://www.hurriyetkampus.com/serdar-devrim--alimin-olumu-alemin-olumu-gibidir.aspx?pageID=335&nID=6534&NewsCatID=236
Ebedi Doğu, Yomtov Garti’yi kucaklamış olmalı.
96 yıllık yaşlı ve yorgun bedeni salı günü iflas etti.
Oysa beyni daha 18 yaşında gibiydi.
Daha iki gün önce, yatağında doğrulabildiği anda, etrafındaki hemşirelere yine gülücükler gönderiyor, gözlerinde o muzip pırıltı, başparmağını sallayarak onlara matematik dersi veriyordu.
*
........Hocaların hocası Yomtov Garti eğitim camiasında birefsane idi. Galatasaray Liseliler, Saint-Joseph’liler, Dame de Sion’lular, Musevi Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi mezunları, nesillerdir onun hikayeleriyle büyüdüler.
İnanmayacaksınız ama, 92 yaşına kadar kürsüde ders verdi.
“Bilgi, paylaşıldıkça çoğalır” diyen ve bu dediğini uygulayan eden nadir insanlardandı.
Çok genç yaşta matematik doktoru olmuş, doktora tezi matematik tarihine “Garti Teoremi” olarak geçmişti.
Matematik, geometri ve fizik âlimliğinin yanı sıra, gerçek bir entelektüel, bir filozof, öğrenmeye (ve öğretmeye) doymayan bir insandı.
İyi bir eş, iyi bir baba, gerçek bir dost; hoşgörülü, âdil, paylaşmayı ve hayır yapmayı seven... hasılı mükemmel bir insandı.
Nûr içinde yatsın!
*
Yomtov Garti’yi bilen bilir.
Marifet iltifata tabi ise, Garti yaşarken hak ettiği itibarı, sevgiyi, saygıyı gördü.
Benim tarifime, benim övgüme ihtiyaç yok.
Ama diyeceğim şu ki...
Araplar “Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir” derler.
Bu sadece şairane bir vecizeden ibaret değil.
Düşünen ve araştıran üstün bir beyinle birlikte, yılların bilgi ve tecrübe birikimi, kağıda dökülmemiş ve dökülemeyecek ne varsa yok olup gider.
Bir Einstein’ın, bir Pascal’in, bir Spinoza’nın, bir Goethe’nin, bir Euler’in... aklıma ilk gelenleri saydım, ölümü “âlemin ölümü” gibi değil midir?
Bir 10’ar sene daha yaşasalardı eğer, bugün nerede olurduk acaba?
Yahut beyinlerindekini “kurtarmak” mümkün olsaydı eğer...
Bilim beyni tanımaya; hisleri, düşünceleri “okumaya” çalışıyor yıllardır.
Belki gün gelir... âlimle birlikte âlemin ölmesi engellenir!"
Yazinin tumu icin link
http://www.hurriyetkampus.com/serdar-devrim--alimin-olumu-alemin-olumu-gibidir.aspx?pageID=335&nID=6534&NewsCatID=236
No comments:
Post a Comment