Selam ve sevgilerimle
Her faninin sonu ne olduğunu bilmekle beraber yaş ne olursa olsun başa geldiğinde ve tüm hazırlığımıza rağmen gene de donup kalıyoruz.
Sevgili Yomtov Garti hocamız ve kardeşimiz hakkında söylenecek çok şey var, zira kendisi memleketimizin içinde ve dışında az rastlanan saygı değer ulu bir çınar idi.
Doğruluk, insan sevgisi, hiç kimse ile ihtilafı olmayan, toleransın, ve bilgeliğin timsali idi. Matematiklerin yanında bilgisi çok derin idi. Her fırsatta söz alır ve etrafını aydınlatırdı.
Ve bazen bana iyi oldu mu diye sorardı. Sanki ben onu taktir edebilmek durumunda idim. Haşa sümme haşa, ama inceliğine bakın kendisinden kademe kademe altında olan bir kişiyi muhatap alıp fikrine müracaat ediyordu.. İşte kişinin büyüklüğü burada. Büyüklüğünle gururlanmıyacaksın. Ve icabında senin altında olanlarla da fikir teatisinde bulunacaksın. Herkesten öğrenilecek şeyler var.
Hocayı çocukluğumdan beri tanıdım, Kadıköy talimhanede ayni sokakta otururduk. Sonradan hocam, ve çocuklarımın hocası , akabinde kardeşim ve de müşterim oldu. Dolayısı ile bana verilen vaktimi belki aşacağım fakat bazı hatıralarımı da anlatmam gerek. Çünkü bu toplantı bir anma toplantısıdır.
Vefatından sonra gazetelerde muhtelif tanıyanlarından ve de eski talebelerinden yazılar çıktı ben birazını tekrar edeceğim. Çünkü hayat hikayesinin dışında, vermiş olduğu çok mesajlar var.
1914 te Kadıköy de doğdu, veteriner olan babasını çok küçük yaşta kaybetti ve dayısı tarafından büyütüldü.
Moda’daki Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra, Mühendis olma arzusunda idi fakat İstanbul Üniversitesi’ni tercih ederek Matematik ve Fizik bölümünden mezun oldu.Alman Profesör Von Misses…… Mezun olduktan sonra, doktora yapmasını önerdi, böylece onun teşviki ile doktor unvanına sahip oldu.
Bir de hala adı ile anılan bir teorem yarattı. Böylece bu alemde unutulmayacak isimlerin arasında yerini aldı.
Haydarpaşa,.. Ardından Saint Joseph ve Notre Dame de Sion Liselerinde uzun yıllar hocalık yaptı. Bir süre Musevi Lisesi’nde ve Boğaziçi Üniversitesi’nde de görevde bulundu. Galatasaray Lisesi’nde kırk yıl matematik öğretmenliği yaptı
Bilmem aramızda onun talebesi olan kaç kişi var. Burada bir talebe sinin anısını hatırlatacağım. Büyük bir toplantıda 150 kişi bulunuyorduk ve konuşmalar arasında Hocanın talebeleri lütfen ayağa kalksın dendi. Bir kendisi kalkmadı bütün salon ayakta idi.
Emekli olduktan sonra, eski bir öğrencisi olan YÖK Başkanın ısrarı ile Galatasaray Lisesinin son sınıfında matematik öğretmenliği yaptıi. Böylece 1990-2007 yılları arasında da orada talebelerin yetiştirmeye devam ettiı.
Fransızca eğitimine yaptığı katkılardan ötürü Fransız Devleti kendisini Palme Académique nişanına layik gördü. Dikkat edenler özel günlerde yakasında ince kırmızı bir şerit bulunduğunu görmüşlerdir.
Toplantılara sıhhatı müsaade ettiği müddetçe iştirak eder ve de konuşmalarda söz alıp nükte ile karışık fikrini söylerdi. Hocamız konuşunca mevzu ne olursa olsun kapanışı matematiğe bağlardı. Yani onun için varsa da yoksa da hepsi matematik idi
1957 yılında esi Melani ile evlendi.
Melani…. bütün dünyası idi, çünkü kardeşimiz üç okulda birden çalışırken eşi onunla beraber bu ağır tempoya ayak uydurmuştu. Ders çizelgesini düzenlemiş, hoca bir okuldan öbürüne giderken kendisi ile sokakta buluşup sınav kağıtlarını okula yetiştirirdi, teksir makinesinin başında alkol şişeleri ve mürekkep ile sınav kağıtlarını çoğaltmış. Özet olarak onun hem gözü hem eli olmuştu.
Bu birleşmeden iki kızları oldu. Refika annesinin adı. Sonradan İnselberg soyadını aldı ve 2 çocuğu oldu . Halen İsraelde yaşar ve namlı bir nöroloji profesörüdür.
Diğer kızı Charlotte ise tıp okudu Abenyakar soyadını aldı 2 çocukları oldu, ve halen fizik tedavi ve rehabilitation uzmanı olarak özel bir hastanede görev yapmaktadır.
Bu iki hanımefendi fevkalade bir aile terbiyesi gördüler ailelerinin gösterdiği yolda yürüyerek katiyen büyüklük taslamazlar son derece Fransızca söylüyorum modest ve saygı değer kişilerdir.
Şimdi okuyacağım satırları kendisi söyledi. Dikkatle takip edilmesini rica ederim
Bugün eskisi kadar mutlu olduğumu söyleyemem çünkü arkadaşlarımın sayısı azaldı. Öğrencilerim ve eski dostlarım zaman zaman toplantılarına davet ederler, beni seven insanların olduğunu görmekten memnunum. Hayatta insan samimi arkadaşlar, dostlar edinmeye çalışmalı, budur bizi en çok mutlu eden Allaha şükür hafızam iyi,. Bugün insanlar bir sevgi krizi geçiriyorlar. En ufak bir şey için kavga ediyorlar, birbirlerini öldürüyorlar. Öldüren kişi insan değil. Alman şair Shiller şöyle der: ‘İnsan, insan için bir kurttur’.Son olarak gençlere bir tavsiyem olacak. Hayatta verdiğiniz bir karardan dönmeyin, verdiğiniz kararları sonuna kadar uygulayın. Tabii ki bu çok kolay bir şey değil, çünkü hiç kimse durumundan memnun değildir. İbranicede bir atasözü vardır: “Kim zengindir? Durumundan memnun olan zengindir”
Muhtelif liselerde okuttuğu talebelerin, bir kısmı Dr. bir kısmı diplomat, yüksek bürokrat ve de kıymetli iş adamları oldular Onlara işi düştüğü zaman talebelik günlerini unutmayıp ellerinden gelen yardımı kendisinden esirgemediler . ilişkide bulunduğu geniş toplum bunu hakkı ile teslim etmiştir
Kardeşlerim buna vefa borcu derler. Vefakar insan olmak çok büyük bir meziyettir. Unutmayalım.
Son olarak kendisi ile olan şahsi hatıralarımdan bahsetmek istiyorum. Saint Joseph lisesini bitirdiği gün mahallemizden birçok kişi Bonjour’un mezuniyetinde bulunmak üzere okula gittik ben 5-6 yaşlarında idim, götürüldüm. Adet olduğu üzere o gün "Prix" ler dağılıyordu. Prix d’exelence prix de şu de bu Yomtov Garti sahneye çıkıp iniyordu, ve prilerini alıyordu. Bu sahne aklımdan silinmedi. Buna rağmen de bana ilerde hiçbir prix nasip olmadı.
Mahallemizden, bir hanım bir subayla evlendi ve düğünü Harbiye ordu evinde yapıldı. Gidiverdik. Ah bu ne Yomtov askeri orkestrada Banco çalıyor. Demek istiyorum ki askerliğini Harbiye ordu evinde yaptı.ve de Böylece her türlü bilgisinin yanında müziği de ilave ede bilirsiniz.
Yapmış olduğum ilk konuşmamı onaylatmak üzere kendisine götürmüştüm. Dinledi. İyi dedi ama bak şurada , ve burada ilaveler yapman gerek.
Dediğini yaptım ve okuyunca bu kürsüden gözünün içine baktım, başı ile tamam dedi.
…Büyük insan aramızdan 22 şubat 2011 de ayrıldı, Cenazesi Haydarpaşa Sinagogunda icra edildi . O güne kadar O sinagog her dinden bu kadar kalabalığı bir arada gördüğünü hatırlamıyorum.
Yol gösterici hocamıza rahmet.. toprağı bol.. cennet mekanı olsun dileklerimle
Saygı değer ailesine ve tüm kardeşlerime baş sağlığı diliyorum
01.06.2011
No comments:
Post a Comment