Saturday, June 4, 2011

Bir anma torenindeki konusma 1 Haziran 2011

Selam ve sevgilerimle

Her faninin sonu ne olduğunu bilmekle beraber yaş ne olursa olsun başa geldiğinde ve tüm hazırlığımıza    rağmen  gene de donup kalıyoruz.

Sevgili Yomtov Garti hocamız ve   kardeşimiz hakkında  söylenecek  çok şey var, zira kendisi memleketimizin içinde ve dışında az rastlanan  saygı değer ulu bir çınar idi.

Doğruluk, insan sevgisi, hiç kimse ile ihtilafı olmayan, toleransın, ve   bilgeliğin timsali idi. Matematiklerin  yanında bilgisi çok derin idi. Her fırsatta söz alır ve etrafını aydınlatırdı. 

Ve  bazen bana iyi oldu mu  diye sorardı. Sanki ben onu taktir edebilmek durumunda idim. Haşa sümme haşa, ama inceliğine bakın kendisinden   kademe kademe altında olan bir kişiyi muhatap alıp fikrine müracaat ediyordu.. İşte kişinin  büyüklüğü burada. Büyüklüğünle     gururlanmıyacaksın. Ve icabında  senin altında olanlarla da  fikir teatisinde  bulunacaksın.  Herkesten öğrenilecek şeyler var.


Hocayı    çocukluğumdan  beri tanıdım,  Kadıköy  talimhanede ayni sokakta otururduk. Sonradan hocam, ve çocuklarımın  hocası , akabinde kardeşim ve de müşterim oldu. Dolayısı ile bana verilen vaktimi belki aşacağım fakat bazı hatıralarımı da anlatmam gerek. Çünkü bu toplantı bir anma toplantısıdır.
Vefatından sonra  gazetelerde muhtelif  tanıyanlarından ve de eski talebelerinden yazılar çıktı ben birazını tekrar edeceğim. Çünkü hayat hikayesinin dışında, vermiş olduğu çok mesajlar var.

1914 te  Kadıköy de  doğdu, veteriner olan babasını  çok küçük yaşta kaybetti ve dayısı tarafından büyütüldü.
Moda’daki Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra, Mühendis olma arzusunda idi fakat İstanbul Üniversitesi’ni tercih ederek  Matematik ve Fizik bölümünden mezun oldu.Alman  Profesör Von Misses…… Mezun olduktan sonra, doktora  yapmasını  önerdi, böylece onun teşviki ile  doktor  unvanına sahip oldu.
Bir de hala adı ile anılan bir teorem yarattı. Böylece bu alemde unutulmayacak  isimlerin  arasında yerini aldı.
Haydarpaşa,.. Ardından Saint Joseph ve Notre Dame de Sion Liselerinde uzun yıllar hocalık yaptı. Bir süre Musevi Lisesi’nde ve Boğaziçi Üniversitesi’nde de görevde bulundu. Galatasaray Lisesi’nde kırk yıl matematik öğretmenliği yaptı
Bilmem aramızda onun talebesi olan kaç kişi var. Burada bir talebe sinin anısını hatırlatacağım.  Büyük bir toplantıda  150 kişi   bulunuyorduk  ve konuşmalar arasında  Hocanın talebeleri lütfen ayağa kalksın dendi. Bir kendisi kalkmadı bütün salon ayakta idi.
Emekli olduktan sonra, eski bir öğrencisi olan YÖK Başkanın ısrarı  ile  Galatasaray Lisesinin son sınıfında matematik öğretmenliği yaptıi. Böylece 1990-2007 yılları arasında  da orada talebelerin yetiştirmeye devam ettiı.
Fransızca   eğitimine   yaptığı   katkılardan ötürü Fransız Devleti kendisini Palme Académique nişanına  layik  gördü. Dikkat edenler özel   günlerde   yakasında ince kırmızı bir şerit bulunduğunu görmüşlerdir.
Toplantılara sıhhatı müsaade ettiği müddetçe  iştirak eder ve de konuşmalarda  söz alıp nükte  ile karışık  fikrini söylerdi. Hocamız konuşunca  mevzu ne olursa olsun kapanışı matematiğe bağlardı. Yani onun için varsa da yoksa da   hepsi matematik idi
1957 yılında esi Melani ile evlendi.
Melani…. bütün dünyası idi, çünkü kardeşimiz üç okulda birden çalışırken eşi onunla beraber bu ağır tempoya ayak uydurmuştu. Ders çizelgesini düzenlemiş, hoca bir okuldan öbürüne giderken kendisi ile sokakta buluşup sınav kağıtlarını okula yetiştirirdi, teksir makinesinin başında alkol şişeleri ve mürekkep ile sınav kağıtlarını çoğaltmış. Özet olarak onun hem gözü hem eli olmuştu.
Bu birleşmeden iki kızları oldu. Refika annesinin adı. Sonradan İnselberg soyadını aldı ve 2 çocuğu oldu . Halen İsraelde yaşar ve namlı bir nöroloji profesörüdür.
Diğer kızı Charlotte  ise tıp okudu Abenyakar soyadını aldı 2 çocukları oldu, ve halen fizik tedavi ve rehabilitation  uzmanı olarak özel bir hastanede görev yapmaktadır.
Bu iki hanımefendi fevkalade bir aile terbiyesi gördüler ailelerinin gösterdiği yolda yürüyerek  katiyen  büyüklük taslamazlar son derece Fransızca söylüyorum modest ve saygı değer kişilerdir.
Şimdi okuyacağım satırları kendisi söyledi. Dikkatle takip edilmesini rica ederim
Bugün eskisi kadar mutlu olduğumu söyleyemem çünkü arkadaşlarımın sayısı azaldı. Öğrencilerim ve eski dostlarım zaman zaman toplantılarına davet ederler, beni seven insanların olduğunu görmekten  memnunum. Hayatta insan samimi arkadaşlar, dostlar edinmeye çalışmalı, budur bizi en çok mutlu eden Allaha şükür hafızam iyi,. Bugün insanlar bir sevgi krizi geçiriyorlar. En ufak bir şey için kavga ediyorlar, birbirlerini öldürüyorlar. Öldüren kişi insan değil. Alman şair Shiller şöyle der: ‘İnsan, insan için bir kurttur’.Son olarak gençlere bir tavsiyem olacak. Hayatta verdiğiniz bir karardan dönmeyin, verdiğiniz kararları sonuna kadar uygulayın. Tabii ki bu çok kolay bir şey değil, çünkü hiç kimse durumundan memnun değildir. İbranicede bir atasözü vardır: “Kim zengindir? Durumundan memnun olan zengindir”
Muhtelif  liselerde okuttuğu talebelerin, bir kısmı Dr. bir kısmı diplomat, yüksek bürokrat ve de kıymetli iş adamları oldular  Onlara  işi düştüğü zaman talebelik günlerini  unutmayıp  ellerinden gelen yardımı kendisinden esirgemediler  .  ilişkide bulunduğu geniş toplum bunu hakkı ile teslim etmiştir
Kardeşlerim buna vefa borcu derler. Vefakar insan olmak çok büyük bir meziyettir. Unutmayalım.
Son olarak  kendisi ile olan şahsi hatıralarımdan bahsetmek istiyorum. Saint Joseph lisesini bitirdiği gün mahallemizden birçok kişi Bonjour’un   mezuniyetinde  bulunmak üzere  okula gittik ben  5-6 yaşlarında idim, götürüldüm. Adet olduğu üzere o gün "Prix" ler dağılıyordu. Prix d’exelence prix de şu de bu Yomtov Garti sahneye çıkıp iniyordu, ve prilerini alıyordu. Bu sahne aklımdan silinmedi. Buna rağmen de bana ilerde hiçbir prix nasip olmadı.
Mahallemizden,  bir hanım bir subayla evlendi ve düğünü Harbiye ordu evinde yapıldı. Gidiverdik. Ah bu ne Yomtov askeri orkestrada Banco çalıyor. Demek istiyorum ki askerliğini Harbiye ordu evinde  yaptı.ve de  Böylece  her türlü bilgisinin  yanında  müziği de  ilave ede bilirsiniz.
Yapmış olduğum  ilk konuşmamı onaylatmak üzere kendisine götürmüştüm. Dinledi. İyi dedi ama bak şurada , ve burada ilaveler  yapman gerek.
Dediğini yaptım ve okuyunca bu kürsüden gözünün içine baktım, başı ile tamam dedi.
…Büyük insan aramızdan 22 şubat 2011  de  ayrıldı, Cenazesi  Haydarpaşa Sinagogunda icra edildi . O güne kadar  O sinagog  her dinden bu kadar  kalabalığı bir arada gördüğünü  hatırlamıyorum.
Yol gösterici hocamıza rahmet.. toprağı bol.. cennet mekanı olsun dileklerimle
 Saygı değer ailesine  ve tüm kardeşlerime baş  sağlığı diliyorum
01.06.2011

No comments:

Post a Comment